İskenderun'da Liman işletmesinde memur olarak çalışan bir Allah dostu vardı.Bunun sohbet halkası Bitpazarındaki esnaftı.Bit pazarı ki insanların ceketini sırtında alırdı haberiniz olmazdı.Bu şahısları dolaşır onlardan oluşan kişilere sohbet ederdi.Muhibleri de Efendilerine şehrin eski gelişmemiş yerinde bir ev yaptırmışlar ,sohbetlere oradan devam etmekte idi.Bana muhabbeti olduğu i çin fırsat buldukça terzi dükkanına gelir bana sahiplenmek isterdi.Bir gün deniz kenarına hava almak için çıktığımda adliye binasının köşesinde karşılaştım,selam verdim selamımı almadı.Hayret ettim.Deniz kenarındaki iskelede vakit geçirip,sandalla bir deniz gezintisi yapıp kaptanpaşa camiinde namazımı kılıp dükkana geçmek niyetinde iken tevafuken yine aynı noktada karşılaştım.Tekrar selam verdim ama yine selamımı almadı.Üzüldüm.Ertesi gün dükkanda otururken geldi.Çay söylede içelim dedi.Ben kırgın bir şekilde kalfalara çay söyleyin dedim.Çayını içtikten sonra bana:"Hayrola,çok soğuksun !ne oldu?"diye sorunca bende dünkü hadiseyi anlattım.İki defa selam verdim selamımı almadın deyince Mübarek dedi ki:O gün adliyede bitpazarındaki müritlerden bir tanesinin tutuklu bir davası var idi.Ben elimde tespih,Cenab-ı Hakk'dan yardım istiyordum tahliye olması için.Bu nedenle seni görmedim kusuru kalma "diyerek mazeretini söyledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder