ERZURUMLU EŞO Haruniyeli Kürt Bahri anlatmıştı.
Sene 1968.Erzurum'a gitmek için Osmaniyeye indim.Petrol İstasyonunda araba beklerken tek kapılı Anadol bir taksi geldi.Benzin almak için petrole girdi.sordum "Nereye gidiyorsun?"dedi ki "Erzurum'a gideceğim ancak bir şöför arıyorum"deyince ben şöförlük bildiğimi belirtmem üzerine "Erzurum'a niçin gittiğini"sordum.O da anlattı.1951 yılında Kore'ye asker olarak gittim.O zaman Üsteğmendim.Savaşırken bir yerde muhasara altında kaldık.etrafımız çevrili idi.Beyaz giysili bir adam peyda oldu beni takip edin dedi bende 12 askerle birlikte bu kişinin peşine düştük ,düşmanın üzerine basa basa oradan ayrıldık ve düşman bizi göremedi.Beyaz giysili adam bizi Türk tugayına getirdi ve bize şunu söyledi:"Ben Erzurumlu EŞO'yum."bir anda kayboldu.Şimdi Binbaşı rütbesinden emekli oldum.Erzurum'a bu kişiyi soruşturarak bulmaya gidiyorum "dedi.Birlikte Erzurum'a vardık.Efendi hazretlerinin (Niyazi baba'nın)dergahına indik.Eşo' isimli birisinin varlığını sorduk.Dediler ki Eşo dağda yaşayan bir adamdır.her sabah şehir mezbahanesine bir defa gelir.Mezbahane artığı et,kemik ne varsa toplar bir sandığa koyar dağdaki kurtlara götürür.,kurtlarla yaşar.Görürseniz orada görürsünüz demesi üzerine Efendi hazretleri,oğlunu emekli binbaşının yanına rehber olarak verir gidin mezbahanede Eşo'yu arayın der.Mezbahaneye gittiğimizde yalın ayak üzerinde uzun bez beyaz bir gömlek giymiş,saçı sakalı birbirine karışmış birisinin Eşo olduğunu anladık.Binbaşı koşarak yanına gitti,sarıldı,ağlayarak Eşo'ya :"EFENDİM GEL SENİ GÖTÜREYİM,BU HAYATTAN KURTUL,DAHA GÜZEL BİR HAYAT YAŞA"dedi.EŞO :"-Bana bunu söyleyeceğini bilseydim seni Kore'de kurtarmazdım"dedi.sandığını sırtladığı gibi kayboldu gitti.BU ŞAHSİYETLER İÇİMİZDE OLDUĞU MÜDDETÇE BU MİLLET ASLA DEVRİLMEZ.******
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder