Hz.Şems-i Tebrizi'nin kayboylmasının ardından Hz.Pir,Çelebi Hüsameddin7e şunları yazdırmıştır:
Bizim aziz efendimiz , hayra davetçi, ruhların özü , kandil şiseninin ve şamdanlığın sırrı,Hakk'ın ve dinin güneşi,Tanrı'nın evvellerde ve ahirlerdeki gizli nuru geziye çıktı.Tanrı onun ömrünü uzatsın ve bize hayırla onun yüzünü görmeyi nasip etsin."
Ezelden beri diri , bilgiç, kadir ve kayyum olan,
Tanrı'ya yemin ederim ki onun nuru aşkın nurlarını parlattıda yüzbinlerce sır bilindi,bu hükmü ile dünya aşık, aşkhakim ve mahkumla doldu.
Şems-i Tebrizi'nin tılsımları içinde,O'nun acaip şeylerinin hazinesi saklıdır.
Sen sefer edeliden beri , mum gibi tatlılıktan mahrum olduk.Hepimiz bütün gece mum gibi onun ateşiyle , balından yoksun olarak yanıyoruz.Onun cemalinin ayrılığı içinde ,vücudumuz virane,canımız da baykuş gibidir.O dizgini bu tarafa çevir,Dirliğin filine hortum yap.Sen bulunmadan sema haramdır.Eğelence şeytan gibi taşlanmıştır.O şerefli mektup ulaşıncaya kadar sensiz hiçbir gazel söylenmedi.Nihayet senin mektubunu dinlemek zevkiyle ,beş altı gazel nazmedildi.
Bizim gecemiz senden aydın bir gündüz olsun Sen Şam'ın , Ermenistan'ın , Rum'un övüncüsün.
(Mevlana Dördüncü mektup)