24/10/2021

HATİCE SULTAN

 Necib sultanım,Hasan Hüda hazretlerinin kızlarından Hatice için "Evliya gibi" lafzını kullanmıştı.Hatice annemiz babası Hasan Efendi'den ilahi defteri almak için para ister.Hüda hazretleri "kuzum param yok" buyurur.Bu cevap üzerine misafir olarak onlarda kalan "Fakir" lakaplı musafa amca hışımla cebindeki parayı çıkartır "Al Hatice sana para git defterini al" der.Ancak Fakir mustafa hazretlerinin cebindeki tüm para da ancak o miktar idi.

Yine Hasan Hüda hazretlerinin kızı Hatice sultan'ın şöyle bir anektod aktardığını kızı iletti:"Necib Efendi babamı ziyarete gelirdi.Yanında iki kişi vardı.Onların anlattıklarını duydum.Bugün harbe gittik,yanımızda hatice de var idi.Necib Sultan ile gelen iki kişiden birisinin adı Sadık efendi idi.Diğerinin ismini hatırlamıyorum

ZEKATI VEREMEMEK

  Necib Sultanım anlatmıştı.Dörtyol'un en zenginlerinden birisi bana geldi.Bu seneki zekatım şu kadar tutuyor diye külliyetli bir rakam söyledi.Bende dağıt dedim.evi olmayanlara ev al,v.s söyledim.O zengin kişi"Yapamam.Beni öldürürler" dedi.Etrafındaki çocuklarının yahut akrabalarının şerrinden sakınmakta idi.Bana "Sana getirsem sen dağıtırmısın?" dedi.Ben Kabul etmem dedi.Bu şahıs dediği gibi dağıtamadı dünyayı değişti.mirasçılarıda çok zarar gördü.

Seyyid Ali baba hazretlerine danışan Kuzuculu'dan "Edikli Osman" denen birisi mübareğe ne danıştı ise hazret ona hitaben "Seni öldürürler" demişti.Gerçekten de bu şahıs başlangıçta kaçakçılık, definecilik v.suğraşıp sonrasında tüccarlığa soyundu.İlçenin önde gelen zenginleri arasında idi.Bir gün iki katlı evinin balkonundan aşağı düşerek öldü (?) dediler.Hadise kapandı gitti.

ŞAYHLERİN İMTİHANI

  "Maneviyat ehli darbeyi dilinden alır.Tanığıdım iki şeyh makamında olan kişi vardı.Dünyayı değiştiler.Birisine sormuşlar:"Efendim nerden geliyorsunuz"Şeyh cevap vermiş "Seyyid Ali baba'nın yanından".Sual soruan "Hayır dır?".şeyh efendi cevap vermiş "Ali baba'ya cinler (görünmezler) musallat olmuşlar.Onlardan kurtarmaya geldim".bu söz o kimsenin manevi darbe almasına sebeb oldu.Ali baba Rahmetullah Üçlerden.Böyle bir Zat'a görünmezlerin musallat olması olamaz ki.Şeyh efendi kendi makamının çok üzerinde bir laf etmişti.

Bir diğer şeyh efendi ise Filan kimsenin sohbetine devam ederdi.bir müddet sonra yanına hiç uğramaz oldu.Ona sormuşlar:Efendi! sen filan zat'a çok uğrardın hiç uğramıyorsun? deyince şeyh efendi:"Onun yanına gittiğimde kendimi masivada hissediyorum"

02/10/2021

FIRINCI MEHMET AĞANIN CENAZESİ

 Fırıncı mehmet ağa hazretleri vefat ettiğinde cenazesinde tüm evliyalar hazır bulundu.Kırıkhandan Tatlıcı İzzettin Eroğlu hazretleri cenaze esnasında bana "Ali babaya haber versen, cenazeye getirsen" deyince bir taksi tuttum doğru Ali baba'nın bulunduğu eve gittim.O esnada Ali baba evin kapısından içeri girmekte idi.Taksiyi durdurup yanına vardım,Hacı İzzettin sizi Cenaze'ye bekliyor dedim.Bana "Cenazeye buradan katılmak mümkün değil mi?" diye sorduyşsada ben verecek cevap bulamadım.arabaya binerken geri getirmek şartıyla dedi.Cenazeye katıldı.Cenaze merasimini Konya'dan gelen Deli Albay iidare etti.Ben Ali baba'yı camiye getirdikten sonra unuttum.Cenazeyi defnettikten sonra terzi dükkanındaki işimin başına döndüm.Ali baba'yı hatırladığımda akşam namazı vakti idi.Camiye geldiğimde Ali Baba'yı bulamadım.

FIRINCI MEHMET AĞA HAZRETLERİ

 Kırklardan Fırıncı mehmet Ağa hazretlerinin orta yaşlı bir fotoğrafı elimize geçmişti.Fotoğrafı çerçeveletip bir tanesini kendisine Necib sultan'a takdim ettim.Necib Sultanım şöyle buyurdu:"Ben yedilerden Abdülbaki hazretlerine hizmet etmekte idim.Onlardaki olan dersimi bitirmiş,imtihanı vermiştim.ancak kırklardaki dersi verememişim.Kırklardaki dersi Fırıncı mehmet Ağa hazretlerinde geçtim.İlk tanıştığımızda bana "Ne zaman çağırırsam hemen gel" dedi.bende telefon yoktu.Hazretin çağırmasından nasıl haberdar olacaktım.Dörtyol'un en kalabalık çarşı camisinin ikinci katında müezzin mahfilinde Cuma namazını kılarda.bana  buyurdu ki.Benim her zaman sağ yanımdabir kişilik yer olur.kimse oturmaz.Sen geleceksin oraya oturacaksın.Cuma günü caddeler ve sokaklar namaza gelenlerle dolsa dahi ben camiye girer.cemaatı yara yara hazretin yanına giderdim ve dediği gibi sağ tarafı mutlaka boş ,bir kişilik yer olurdu. 

NECİB SULTANIMDAN

 Fikri Baba'ya gelenlerden birisi maneviyat olarak gayet hızlı ilerliyor.merak ettim.Fikri baba'nın himmetini bu nasıl kazandı diye.Sohbet ettiğimizde hayat hikayesini sordum:Fikri Baba, bu şahsa harçlık vererek İstanbul7a git,iş bul çalış" demiş.Adam İstanbul'a gelmiş, bir otelde kalıp gündüzleri iş aramaya başlamış.Ancak on beş yirmi gün geçsede iş bulamamış.Otel sahibininde durumunda haberi varmış.otel sahibi demişki "İş bulana kadar geceleyin otelde nöbet tut.İş bulursan gidersin,hem bu süre içinde senden para da almam".Adam başlamış gece katipliği yapmaya.Otelde kalan on tane hayat kadını varmış.Derviş, otel katipliği yapmaya başladıktan sonra kadınlar"Müşteri gelmiyor" diyerek bu dervişi kendilerince uğursuz  sayıp, bu dervişi nasıl yoldan çıkartırız diye planh yapmışlar .Derviş dokuz tane kadının birlikte olmak teklifini geri çevirmiş.Ancak bir tanesi demişki ben onu kandırırım.Gerçekten kadın çok işveli bir surette bu dervişi kandırıp birlikte olmaya ikna etmiş.Başbaşa kaldıkları bir sırada derviş soyunmuş hazırlanırken birden Fikri baba odada tecelli edip dervişe "Seni İstanbul'a tekamül için gönderdim,cima yap diye değil"deyip dervişe bir tokat patlatmış.Adam yataktan yere yuvarlanmış.Odadaki kadın dervişin elini tutmuş:"Kimdi sana vuran?" demiş. adam kimse değil dese de kadın ısrar etmiş:"Bana doğruyu söyle.Tamam senle birlikte olmayacağım.Ancak ne olduğunu söylersen sana üstelik harçlık verip memlekete gidersin" deyince derviş,kendisine tokat vuranın şeyhi Fikri Baba olduğunu belirtip Konya'daki adresini vermişHayat kadını gerçekten de Dervişe yol parasını vermiş.derviş Konyaya gelmiş ,Fikri babayı ziyaret ettiğinde Baba efendi "Ülen, pezevenk.Seni İstanbul7a tekamül etmen için gönderdik cima etmen için değil" deyip bu sefer bir başka vilayete çalışmak için igöndermiş.derviş bir sene sonra Fikri baba'ya tekrar uğradığında "Seni evlendireyim demiş ve dergahta bulunan bir kadını çağırıp o dervişle nikahlarını kıymış.adam bir bakmış ki nikahlandığı kadın,İstanbul'daki otelde macera yaşadığı kadın.Meğer o hayat kadını o hadiseyi yaşadıktan sonra ,hayat kadınlığını bırakmış,Konya'ya gelmiş Fikre baba'ya intisap etmiş.Evlendikten sonra biriktirmiş olduğu o parayı evlendiği kocasına vererek adam kendisine bir iş kurmuş.

Necib Sultanım bu hadiseyi anlatıp "Allah kuluna bu şekilde de verir" dedi. 

NECİB SULTAN'DAN -YUMURTACI DERVİŞ,

 Necib Sultanım, bir zatınr hikayesini anlattı.Metli Sultan'a devam eden bir derviş ne hata işlemişse bir dervişe kızmış,kendisine hiddetle bağırıp "git aptalların(çingenelerin) içinde yaşa" demiş.Adam evli barklı ,çol çocuk sahibi.Çaresiz çingene mahallesine gitmiş,onlar misafir olmuş,çadırda yaşamaktalar.Çeri başı bu zatı  18 yaşında bir çingene kızı ile evlendirmiş.Bu durum üzerinden iki yılı aşkın bir zaman geçmiş.Adam ,Konya'daki evine hiç gitmemiş.bir zaman sonra Fikri baba dervişlerinden ikisine demiş ki "kardeşiniz, aptalların içinde tutsak.Niçin gidip onun haliyle ilgilenmiyorsunuz.Söyleyin ona gece vakti gitsin bir hamamda gusul abdestini alsın ,filan camide sabah namazını kılsın,yumurta pazarına gitsin yumurta alıp satsın".Bu emri o iki derviş, Yumurtacı'ya söylemişler.Yumurtacı hamama gitmiş,sabah namazını kılmış , yumurta pazarına gitmiş. Konyanın köylüleri yumurtalarını yumurta pazarına getirirler.Tahminen ikiyüz dükkan olan bu pazarda hem Konya'nın ihtiyacı olan yumurtalar satılır hemde fazla olanlar İstanbul'a satış için gönderilir.Yumurtacıda yumurta satın alacak para yok.O iki dervişten yumurta almak için sermaye borç istemiş ancak onlar "Baba sultan bu hususta bize bir şey demedi" deyip ayrılmışlar.Yumurta pazarının günü Cumla günü imiş.Her sabah sabah namazından sonra bu çarşıdaki dükkanlar açılır.Köylü yumurtalarını dükkanlara bırakırlar giderler şehirdeki diğer ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra cuma sonrasında gelip paralarını alırlar.Olacak ya o gün yumurta pazarının düm dükkanları kapalıdır.köylüler yumurtaları getirip dükkanlar açılsın diye beklerken,Yumurtacı derviş gelenlerin mallarını "Ben satın alıyorum,Cuma'dan sonra gel paranı al "der.Tüm yumurtaları satın alır.Bu şahıs dükkan sahiplerine yumurtaları  kendisi fiyat belirleyerek satar.Öğleden sonra gelen köylülerin paralarını verir.O esnada dükkan sahiplerinden birisi "Arkadaş ben bu işi bırakıyorum.Gel dükkanı sana devir edeyim "der.adam o gün bir senede kazanılacak parayı kazanmıştır.teklif edilen dükkanı da geceleyin kalacak yerim olsun diye devir alır.Bu mihvalde o derviş Yumurtacılık yapmaya başlar ve zengin olur.Adamın daha sonraki süreçteki görevi çarşıya gelenlere "sohbet etmek" solur.

NecibSultanım şunu da ilave etti:Allah kuluna verirse böyle verir.