Hatay Dörtyol'da yaşayan Hacı Bekir uzun şu vakıasını anlattı.Mana aleminde ben, Necib sultanım ve Nakşi Şeyhi Ziya efendi hazretleri,Ziraat bahçesinin kapısında ,teftiş için bahçeye gelen Ladikli Hacı Ahmet efendiyi bekliyoruz.Mübarek kapıdan dışarı çıktı bize doğru geldi ve Necib Sultanla sarılarak birbirlerini öptüler.Yürümeye devam ettiler ancak ne bana nede Ziya efendiye bakmadılar.Yürüyerek gider iken sağ tarafta bir tarlanın haymesi üstünde necib Sultan uzanmış yatmakta.Ziya efendi bana elini uzatarak elinin içini öpmesini istedi.Bende el içi öpmenin manasını bilmeyerek elini öptüm.Necib Sultanım bana kızdı niçin elinin öptüm diye.Ben binbir özür getirip ayaklarını öperek gönlünü almaya çalıştım.Sonra yolun solunda Ladikli Ahmet Ağa, kalabalık bir derviş gurubu içindeoturmakta iken ben yanına varıp iki dizimin üzerine çöktüm.Bana bir hal geldi ve benden 23Şebekeyi Resulullah" diye bir nida çıktı ve dervişler derhal zikre başladılar.Zikir bittikten sonra LadikliHacı Ahmet Efendi elini uzattı ve avucunun içini öptürdü.Ladikli Hacıa Ahmet efendi yanında olan birisine şu sözü söyledi "Bu şahıs secdeli olarak Rahman sıfatında dünyaya geldi.
11/12/2024
01/10/2024
HACI BEKİR UZUN
Hacı Bekir uzun abimiz, Necib sultanımla alakalı anılarından anlatımları:Necib Sultan, ben, Dörtyol'da yaşamış Nakşişeyhlerinden Ziya Bölükbölükbaşı sık sık seyahatlere gider idik.Bu ziyaretler günü birlik olurdu.Bir keresinde Ökkeşiye hazretlerine gittik.Kömürlerdeki köy yolundan gitmekte idik.Bindiğimiz araba Anadol taksi idi.Traktörler toprak yolda giderken çamurdaderin izler yapmışlardı.Bu durumda gitmekte zorlanıyorduk.Ziya Efendi dönelim dedi.biz arabadan inidik düşe kalka Ökkeşiye hazretlerinin bulunduğu tepenin eteklerine geldik.Kar yağmıştı.arabayı oraya b.ırakıp yaya olarak türbenin bulunduğu yere vardık.Kubbe eski idi ve yağmurdan akıntı yapmakta idi.ince bir hasir üstünde iki rekat namaza durduk.Necib Sultan yanımda idi.Namaz esnasında vücudu titremeye başladı.O kadar şiddetli idi ki mafsallarının titremekte oluşan şakırtı seseleri duyulmakta idi.Namazı bu hal üzere tamamladı selam verdikten sonra Ziya Efendi ninde orada olduğunu anladı ki namazdaki halinden dolayı utanarak benim duyacağım bir sesle " Ayıp oldu.Ziya Efendiye" dedi.
Yine aynı şekilde Kilis te yaşayan tahrirat katipliğinden emekli Durmuş efendi'nin ziyaretine gittik.Mübarek damadına ev yaptırmakta idi.evin bulunduğu sokak başında beklemeye başladık.Ziya Efendi en önde idi.Yanında ben vardım en sondu Necib Sultan vardı.Durmuş efendi ileriden gözüktü, yürüyerek Ziyaefendi vebenim önümden selam vermeden geççti.Sankti bizi görmüyordu doğru Necib SultaNın bulunduğu yere vardı ve ona " Sultanım " diy sarıldı.ZiyaEfendi bu hale bozuldu.Neccp Sultanımda utanarak Durmuş Efendi'ye " ziya efendi de burada diyerek hazreti ayıktırdı.
Durmuş efendi , Osman Seraceddin hazretlerinin haliflerinden idi.Bu ziyarette Necib Sultanım bir ara ortadan kayboldu,Manen ,Durmuş efendinin mut fagğınhda misafue ikram edecek bir şeyin oladığını keşfedince hemen pazardan erzak tedarik edip mutfağa bırakmıştı.Durmuş efendi bundan memnun kaldı.
05/09/2024
HACI BEKİR UZUN
Hacı bekir Uzun amca anlattı.Necib Sultan'a hizmet etmeden ev vel 70 yıllarda Dörtyol Özerli mahalesinde seyyidlerden olan Hasan İnce ile çok muhabbetim var idi.Bu şahısla gündüz beraber olduğumuz gibi, akşemleyinde doymaz evine gider sohbet eder idik.Sessiy Hasan İnce portakal tüccarlı yapar,hali durumu çok iyi idi.Bir gece Manada Yeşil bir nur rüzgarı geldi ikimize çarptı.Ben sırt üstü yere düştüm, Hasan İnce ağız aşağı yere düştü.BİR SES DUYDUM.bANA HİTABEN "SEN ZENGİN OLARAK YAŞAYACACAKSIN, O FAKİR OLARAK YAŞAYACAK"denildi.
Gerçektende bir müddet sonra ben işe girdim. halim vaktim düzeldi. Hasan Efendi fukarayı sabirin olarak hayatını tamamladı
HACI BEKİR UZUN
Hatay Dörtyol'da yaşayan Hacı bekir Uzun amca nakletti."Necib dedeyi ziyaret için Altınözünden gelen Ensari Dede isimli yaşlı bir zat var idi.Zaman zaman ben evimde misafir eder idim. Bir hadise ceryan etti:Yaşlı Ensari Dede kadınların bulunduğu bir topluluk içinde geçer iken yaşlı bir kadına gayriihtiyari sarılarak ööptü.Bu hadise dedikoduya sebeb oldu.Hadiseyi Necib Sultan'a ilettiler.Necib Sultanım:"O kadın çok zengin olacak" dedi.Gerçekten de çok fakir olan bu kadın sonraki süreçte o kadar zenginliğe kavuştu ki 300 Dönüm portakal bahçesi satın aldı.
09/03/2024
METLİ SULTAN'DAN SONRAKİLER
Metli Sultan' dan yetişen birisidir.Hasan Hüda hazretlerinin kızı Hatice annemiz anlatmıştır:İhvan bacılarımızla birlikte Bekir Efendi'yi ziyaret etmeye karar verdik.Ancak içimizden bazıları "Kadın başımıza erkeğin ziyareti olur mu?" diye geçirmişler.Biz sekiz on kadar bayan olarak bulunduğu yere gittik.Misafirlerini kabul edeceği salona girdik.İçimizde bir bayan vardı, zikre başladığı vakit cezbeye gelir ortalığı yıkardı.İsmi sanırım Zeynep ti.Ona isim ve lakabı ile hitap ederek hoş geldin dedi.Sonra bana dönerek "Hafız amcamın kızı hoşgeldin" dedi sonra odadan çıkıp gitti.Biz kadınlar olarak yapayalnız kaldık.Herhalde ,biz ziyarete gelirken içinden tereddüt geçiren ("Erkeği ziyaret") bacılarımızın hali ona malum oldu ki Bekir efendi çekip gitti..
27/01/2024
NECİB SULTAN,
Konya’da bir Allah dostu vardı. Hali vakti yerindeydi. Üç katlı olan evinin zemin katında kendisi otururdu. Diğer iki katta çocukları oturuyorlardı. Bir gün evine hırsız geldi eve. Her kattan bir şeyler çalınmıştı. cüzdan, para, altın v.s .Ama en alt kattan oturan Mehmet Efendinin hanımının Mantosu da almıştı. Kadın haykırıp duruyordu. Bir taraftan da Mehmet Efendiye bağırıyordu.” Bir de Allah dostuyum diyorsun. Senin evine nasıl hırsız giriyor. Hiç okumadın mı?” Mehmet Efendinin evi bahçesinin bir köşesinde ve bahçenin sınırları duvarla çevrilmişti.. Demek ki hırsız duvardan atlamıştı.
Adam hanımına dedi ki : “Bahçeye bakın. Hırsız
aldıklarını düşürmüş olabilir “Kadın kızarak,
“ Beyefendi bizimle dalga mı geçiyorsun. Hırsız o
kadar aptal mı? Çaldıklarını düşürür mü hiç! “ Biraz sakinleşince, kendi
kendine:
“ Bu delinin söylediği bazen çıkar “ dedi.
Çocuklarını çağırdı. Hep beraber bahçeye dağılıp aramaya başladılar. Az sonra
her biri bir şeyler bulduklarını yüksek sesle, sevinçle bağırmaya
başlamışlardı. Çalınan malların hepsini bulmuşlardı.
O vakit Mehmet Efendi hanımına “ Hatun mantom gitti
diye dövünüyordun..İşte bulundu.Onu pazara götürsen kaça satarsın ki.?.
Dünyanın insana yaptığına bak “ dedi.
NECİB SULTAN
Annem ben altı aylık iken, bana hamile olduğunu anlamış. Doğumumdan yedi yaşına kadar hep titremişim. Sıtma tutuyor diye kinin verirlermiş. Aynı zamanda Allah dostlarının türbelerine götürürlermiş. Yedi yaşına geldiğimde, bir akrabamın kızını öpmüşüm. O vakit titremem geçmiş. Normal yaşantıma devam etmişim.
14/01/2024
HACI BEKİR UZUN
70 yıllarda Necib Sultan,ben,Tapucu Mehmet bey ve Nakşi şeyhi Ziya efendi birlikte Ökkeşiye hazretlerine Islahiye üzerinden gitmiştik.Yol çamur idi.Traktör lastiğinin açtığı izde aracın kalmaması için araçtan zaman zaman inmekte idik.Ökkeşiye hazretlerinin türbesinin bulunduğu yere tırmanırken kar yağdığı için yarı yoldan ötesini yürüyerek çıktık.Eski kerpiç hali idi.Namaz kılmaya başladık.Necib Sultan namaza başlayınca bütün vücudu titremeye başladı.eklemlerinin kemiklerinin birbirleriyle çarpmalarından doğan şakırtılarını işitiyordum. Namazı bitirip selam verdi.Ziya Efendi'nin varlığını görünce gayri ihtiyari "Ziya Efendi burada imiş ayıp oldu" sözü çıktı.
MANEVİYAT EHLİNİN TELEFONLAŞMASI,
Maneviyat ehlinin telefonlaşması kavramının içinde maddi iletişim araçları yoktur.Onların özel bir iletişim kanalı vardır.Metli Dede hazretlerinde yetişen Konya'da Üçler mezarlığında medfun Hasan Hüda haz retlerinin kızı Hatice Sultan'ın kızı Şerife anlatmıştı.Babam,yüksek tahsilini yapmadan evvel evlenmişti.Evlilik esnasında Yüksek okulda okuması icab edindce Dedim, Damadı'nı kızımı bize bırak sen okumaya git dediği için çocukluğum dedemin yanında geçti.Bir gün Dedem sabah sonrasında asabi idi.Telefon ediyorum ediyorum,telefona bakmıyor" diye söylenince ,Kim o? diye sorunca Necib Sultan'dan bahsetti ve ilave etti "Biz sabahlara kadar biriktiyoruz, o geliyor bizim kazandıklarımı alıp gidiyor(çalıyor) dedi.Ben 17 yaşında idim.Bu sefer Necib Efendi'nin avukatlığına soyundum ve dedeme dedim ki:"Sen de hazinenin kapısını kapalı tut o zaman" deyince Dedem biraz yumuşamış vaziyette bana "Nasıl kapalı tutacağım /" diye bana sordu.Ben de "Mürşidine sorup öğrenseydin ya ! Deyince dedemin neşesi yerine geldi ve akşama kadar mutlu oldu.
Maneviyat ehlinin birbirlerinden kazanç aşırdıkları, birbirlerinin dervişlerinden gözünün tuttuklarını kendi mülküne katmak istedikleri hep vaki olmuştur.Bu nedenle bu tür durumlarda birbirlerine kızarlar ve karşıyı "maneviyat hırsızlığı" ile suçlarlar.
06/01/2024
NURCAN UZUN,
Necib Sultanımın en küçük kızı anlattı."Abimin askeriyedeki tayini Kütahya'ya çıkmıştı.büyük ablamla beraber onun evinde idik.Benim yaşım 9..Pencereden akşam vakti dışarıyı izlemekteyim.Acaba babam gelir mi? diye..Onu dışarıda gördüm ve ablamı çağırdım:Ablam babamı gördüm" diye Ablam geldi dışarıya baktı kimse yoktu.Kendisine şaka yaptığımı sandı ve kızdı.Akşamın bu saatinde Babamın burada ne işi var..Aradan epey zaman geçti.Evin kapısı çalındı.Ben hemen kapıya yöneldim kapıyı açtım,ancak arkadan zincirli olduğu için boyum zinciri açmaya izin vermiyordu.Ablama bağırdım:Abla Babam geldi" diye..Ablam yine şaka yaptığımı sandı gelmedi.Birkaç defa çağırınca geldi.zinciri açtı.Hakikaten gelen Babam iidi.Akşamın o saatinde nasıl gelmişti hayret etti.Aynı şekilde daha sonraki süreçte..Osmaniye'de okurken kaldığım evde, günün hangi saati olursa oslun babamı görmeyi çok arzu ettiğimde babam mutlaka kapıda görünüp ziyarete gelirdi.Yaşadığım bu hali kime anlatsam, bana "inanmıyorlar" geliyordu.
-
Yangınların ve sel felaketlerinin arkasında kim var? diye sordu. Sükut ettim. Kendisi cevapladı "Allah". Sonra "Kayseri'y...
-
Metli Sultan' dan yetişen birisidir.Hasan Hüda hazretlerinin kızı Hatice annemiz anlatmıştır:İhvan bacılarımızla birlikte Bekir Efendi...